Kendimi bildim bileli, tanıdım tanıyalı hep duygusal bi insan olduğumu düşünmüşümdür. Duyguların kontrolü nasıl sağlanır çok bilmemekle beraber, bunu yapmam gerektiğini fark ediyorum zaman zaman. Ara ara böyle kapatıyorum sosyal medyayı. Çok dürtüsel oluyo bu hallerim genelde. Bi anda kapatıyorum birkaç saat olmadan açıyorum. Ama son zamanlarda özellikle hissettiğim şey hayatı deneyimleyemediğim oluyor. Tıpkı instagramda gördüğüm bir çok şeyin aslında gerçek olmayışı gibi. Son dönemlerde bunun üzerine düşünen kafa patlatan var mı bilmiyorum. Ama beni çok rahatsız ediyo ve tepkisiz kalıyorum. Buna canım sıkılırken bile instagramda aşağı yukarı geziniyorum O yüzden bu akşam tekrar kapattım. Dopamin detoksu diyo buna psikologlar. Orda gördüğün bir çok şey 5 saniye 10 saniye içinde seni güldürebiliyor, ağlatabiliyor, empati kurdurtabiliyor filan. Ama ertesi gün olduğunda, güneş doğduğunda ve sen rutin hayatına döndüğünde bunların hiçbirinin olmadığını fark ediyorsun. Bir insanla karşılaşmıyorsun mesela, bir insanla yüz yüze tanışmıyorsun, sesinin duymuyorsun muhabbet etmiyorsun jestini mimiğini görmüyorsun. Yada bir yer görmüyorsun keşfetmiyorsun. Her günün birbirinin aynısı olarak devam ediyo.
Döngü oluyo hayatında bu. Artık normalin oluyo. Hiçbir şey ama hiçbir şey seni tatmin etmiyo. Hiçbir güzelliği göremiyorsun, tanıyamıyorsun. Deneyimlerin olmadan günler geçiyor da geçiyor. Oysa ki zamanımız hayatımız o kadar küçük ki. Kendimizle baş başa kalamıyoruz.
En azından kendi adıma böyle. Hayatım boyunca gerçek olan şeylerin gizemli ve büyülü olduğunu düşündüm. Bu hala da böyle. Eski zamanların insanı olduğumu hayal ederim zaman zaman. Hani insanların bir başka insan için bir şey yapması, bir erkeğin bir kadını görmek için yerinden kalkıp hareket etmesi gibi basit ama kıymetli şeyler. Yada kapağına heves ettiğin bir kitabı almak için bi kitapçıya gitmek gibi. Yada bir filme gitmek ne bileyim bir şey işte. Bi eylem aslında.
Hayat eylemlerden ibaretken bu kadar yerimde çakılı kalmak bana iyi gelmiyo. O yüzden ara ara çıkar yürürüm. Adım atmanın atabilmenin iyi geldiğine şifalı geldiğine, kendimi hala işlevsel hissettirdiğine inanırım.
Genelde çevremdeki çoğu insandan bir çok yönden farklı biriydim. Hep böyle hissettim ama bununla ilgili hiç sorunum olmadı. Hep derim yazmak iyi gelir. Bu akşam yazdıkça yazasım geldi.
Yorumlar
Yorum Gönder