Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sevgi bekleyen sana

En son yayınlar

6 Şubattan sonra

 Bu, çok karmaşık. Ben ve duygularım karman çorman halde. 10 ilde olan bu facia, bu felaket beni derinden etkiledi, üzdü. Üzüntü yerine elem ve keder daha uygun kelimeler olur herhalde. Şu ana kadar 40 bin insan öldü. Bu sayının artacağını maalesef biliyorum. İlk andaki eksiklikler, aksaklıklar, iş bilmezlik, bürokrasi, siyaset, insanlığa yakışmayan her ayrıntı her eylem her davranış ve her uygulamaya şahit olduk.  Daha fazla insanın kurtulma ihtimali gün gibi ortadaydı. Ve yetkililerden hiçbiri istifa etmeyi bırak, insanlara parmak sallayıp isimleri not ediyoruz diye tehditler savurdu. Biliyor musunuz şaşırdığım şey, dünya üzerinde şeytanı bile geride bırakacak iblisler bu ülkede bunca insanın ölümüne ortak olurken, bi o kadar da iyi yürekli ve cesur insanlar ve canım hayvanlar da vardı. 2 hafta olmasına karşın hala şehri ter etmeyip sağ kalan birileri vardır diye çakışan bi ekibin yazısını okudum mesela. Bu iki insan türü de aynı topraklarda.  Keza Haluk abinin yaptığı insanlığı ölse

6 Şubat 2023

 Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır… 6 Şubat Pazartesi sabahı işe gitmek için uyandım. Telefonumu şarja taktım, üzerimi giyindim çıkmadan önce instagrama girdim nedense. Arkadaşım bi paylaşım yapmış, Geçmiş olsun Türkiye. O gece Twitter’ımı kapatmıştım sanıyorum noldu diye mesaj attım ve Twitter a girdim. Deprem olmuş. Anlayamadım. Bi sürü şehir yazıyor? Ne oluyor diyorum. Bi yandan saate bakıyorum işe geç kalıncam diyorum. Evden çıktım. Metrodan inince haberlere bakmaya başladım. Gördüklerime inanamadım. İnanamıyorum. Şuan hala inanamıyorum. Yerle bir olan şehirler, enkaz altında kalan insanlarımız, sevdikleri için çırpınanlar. Kimse yok, yardım yok. Kimseler yok . Üst üste 9 saat araya 7 buçuğun üstünde deprem oldu.  Bugün 3 gün bitti. Kurtarılanlar oldu. Ve sevdiklerini toprağa gömenler. Hala bi umut bekleyenler ve belki sevdiklerinin naaşlarını bekleyenler. Kabus, kaos, soğuk açlık. Hemen hemen hepimiz herkes yardım ettik ediyoruz. Ben burdan yaşadıklarımı anlatmak

İnstagramı ve twitterı kapatma

 Kendimi bildim bileli, tanıdım tanıyalı hep duygusal bi insan olduğumu düşünmüşümdür. Duyguların kontrolü nasıl sağlanır çok bilmemekle beraber, bunu yapmam gerektiğini fark ediyorum zaman zaman.  Ara ara böyle kapatıyorum sosyal medyayı. Çok dürtüsel oluyo bu hallerim genelde. Bi anda kapatıyorum birkaç saat olmadan açıyorum. Ama son zamanlarda özellikle hissettiğim şey hayatı deneyimleyemediğim oluyor. Tıpkı instagramda gördüğüm bir çok şeyin aslında gerçek olmayışı gibi. Son dönemlerde bunun üzerine düşünen kafa patlatan var mı bilmiyorum. Ama beni çok rahatsız ediyo ve tepkisiz kalıyorum. Buna canım sıkılırken bile instagramda aşağı yukarı geziniyorum O yüzden bu akşam tekrar kapattım. Dopamin detoksu diyo buna psikologlar. Orda gördüğün bir çok şey 5 saniye 10 saniye içinde seni güldürebiliyor, ağlatabiliyor, empati kurdurtabiliyor filan. Ama ertesi gün olduğunda, güneş doğduğunda ve sen rutin hayatına döndüğünde bunların hiçbirinin olmadığını fark ediyorsun. Bir insanla karşılaş

Love Eat Deserve

 Birkaç gün içinde dööön ne olur. Bu şarkıyı en son ne zaman dinledim hatırlamıyorum ama hatırladım. Bıraktığın gibi burdayım. Aynı ben sanki. 1 senedir bloğa kelime yazmamışım. 2 kere filan bi girdim ne yazmışım diye. Eskiden blog yazmak, yada sadece başlı başına yazmak çok hoşuma giderdi. Bloglara bakıp benimkini de şöyle böyle yapayım diye başına oturur mesai harcardım. Demek ki bundan keyif alıyordum.  Keyif almak. İnsan neyden keyif alır? Yemek yemek, çikolata yemek, seks yapmak, muhabbet, okumak, spor filan. Bir sürü şey var dimi. Bir süredir hatta uzunca bir süredir keyif alarak yaptığım pek bişey yok. Eskiden sık sık dans ederdim. Gerçekten dans ederken mutlu hissediyordum.  Ay mutlu olmak istiyorum ya. Tamam kimse söz vermedi bize dünyaya gelirken filan okey ezberledik de, biraz mutlu olmak istiyorum. Yemek yerken mutlu oluyorum ben. Yemek de demeyeyim de şekerli tatlı şeyler. Spor yapmayı da seviyorum şimdi o eksik kalmasın. Kardiyo değil ama. Bikaç gündür düşünüyorum. Hani ş

Sabrın yorulması

 Burası benim günlüğüm gibi. Gönül ister ki bir yazımda da neşeli heyecanlı şeyler paylaşayım. Paylaştım mı hatırlayamıyorum.  Şuan dolar 11 yada 12 sanıyorum. Saat 01:38 günlerden salıya döndük, 2021. Ülkenin durumunu anlatmaya kelime bulamıyorum. İşsizliğimde 5 ayı doldurdum nerdeyse. Her gün iş başvurusu yapıyorum. Her gün. Geçen gün bir sekreterlik görüşmesine gittim. Ardından da hiç bilmediğim bi alanın görüşmesi. Cv me bakanlar neden burdasın diyo. Neden burdasın? Ben de soruyorum bu soruyu neden burdayım diye. Neden burda olduğum çok belli değil mi işveren. Neyi duymak istiyorsun?   Pes etmeden hem kendi mesleğimde hem başka işlerde iş bakıyorum. Mailler atıyorum, telefon ediyorum. Eskiden Cv mi elime alıp gitmişliğim de var.  Verdiğim emekleri düşündükçe içten içe kahroluyorum. Ama bugün bana fayda sağlamıyo kahrolmak. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyo. Arkadaşlar işsizlik evet #işsizlik çok zor bir şey. Zor bir süreç. 29 yaşındayım ve bu yaşımda babamdan harçlık istemek be

Kilo sorunsalı

 Zannediyorum lise yıllarımdan bu yana kilo vermeye çalışıyorum. Bir çok kez diyet yaptım. Lisedeyken yapıyor muydum hatırlamıyorum ama lise sonrası üniversiteye başladığım dönemlerde diyet girişimlerim olmuştu. Ancak çok sıkı yada bilinçli ya da işe yarar bir şekilde yapmadım.  Şu an 29 yaşındayım ve bu yaşıma kadar yaptığım diyet ya da ‘ sağlıklı yaşam’ ve sporun devamlılığı 2 ayı geçmedi. Bir şekilde ya sınav haftam gelirdi, ramazan gelirdi, bayram olurdu, aile evine dönüş ya da yaz ayları gelirdi ve salardım. Bu hep böyle devam etti. Tam olarak 2 aydır yapmaya çalıştığım intermitting fasting olayı yani aralıklı oruç, ilk ayı çat pat geçse de, 2. ayın başında fena gitmiyordu. Fakat bu son 2 haftadır yine tüm düzeni bozmuş vaziyetteyim. Amacım yeme içme olayını doğala çevirmekti. Yani belirli saat aralıklarında ve gerçekten acıktığımda yemek yemekti. Çikolatayı ya da hamburgeri çok sık yemeden arada canım çekince yiyip keyif almak.  Hala böyle düşünüyorum. Tıpkı 70 li yıllarda yaşaya